''EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ''
''EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ''
Dünyaya hepimiz sevimli, masum ve her şeyden önemlisi eşit bireyler olarak geliriz.
Zaman ilerledikçe adına 'düzen' dediğimiz makinanın bir parçası olarak ne saflık kalır ne sağlık; hak, hukuk, adalet mi? Onlar zaten hak getire...
Kabul edelim ya da etmeyelim, her birimiz çocukluktan itibaren şirin ve dayanıklı yarış atına dönüşürüz işte; erkeğiyle, dişisiyle...
Evet. İnsan olarak hepimiz eşitiz. Bir yere kadar! Çünkü bazılarımız daha eşittir.
Adına hayat dediğimiz bu sahne bir yarışma oyunu gibidir; bu çetin yarış asla eşit şartlarda ve adil kurallarla ilerlemez.
Evrensel sistem kişileri kendi çıkarları doğrultusunda adına 'iş' dediği alanda kullanmak için eğitir, şekillendirir ve iş dünyasında ki pozisyona oturtur.
Meslek alanlarında ki bu pozisyonlar pek tâbi ki eğitim derecesine ve kişinin kabiliyetlerine göre dizayn edilir. Yukarda belirttiğim gibi teorik şartlar özellikle ülkemiz gibi medeniyet seviyesinin gerisinde kalmış toplumlarda asla eşit değildir. Yani maddi imkanları kısıtlı bireyler yarışa hep daha geriden başlamaktadır.
Bu üzücü durum yüzünden pek çok başarılı gencimiz eğitim kalitesi diğerlerine göre düşük okullarda sınav-savaş maratonu vermekte, dahası parasızlık yüzünden eğitimini yarıda bırakmaktadır.
Halbuki eğitimde fırsat eşitliği sağlanmış olsa ve bireyler hak ettiği değeri eşit kalite eğitimle almış olsa hem bu zeki gençler daha iyi şartlarda yaşarlar, hemde ülkemize artı katma değer sağlarlar.
Ayrıca eğitimde fırsat eşitliği kadar işe alınmada da adaletli bir sistem olduğu zaman beyin göçünün de önüne geçmek mümkündür.
Gelişmiş ülkelere baktığımızda özel okul kavramı yoktur; bir işçi ile üst düzey yöneticinin çocuğu aynı okulda eşit şartlarda eğitim görmektedir.
Şunu biliyor muydunuz? Finlandiya, eğitim sistemi örnek olarak gösterilen bir ülkedir. Dokuz yıllık temel eğitim zorunludur. Öğrenciler için eğitimde fırsat eşitliği mevcuttur. Kamu-özel okul diye ayrım olmadığından, her öğrenci ücretsiz bir şekilde eğitim almaktadır. Ayrıca dersler günlük olarak en fazla dört, haftalık olarak ise en fazla yirmi saat olarak yapılmaktadır.
Kişilere yatkın olduğu alana yönlendirmek ve başarılı öğrencilere uygun eğitimi verip topluma faydalı bireyler olarak kazandırmakta devletin asli görevleri arasındadır. Ayrıca sanatsal alanlarda çok sayıda eğitimli bireyler yetiştiren milletler yüzyıllar geçse de, ülke isimleri değişse de 'kültür' adıyla ilelebet hafızalarda yaşarlar.
Kız çocukları okula gönderilmeyen, yoksul çocukların kalabalık devlet okullarında üçerli beşerli sıralarda okutulduğu bir ülkede tam anlamıyla gelişimi beklemek anlamsızdır. Ayrıca bu çocuklarla, paralı okullarda eğitim gören akranları arasında adaletli bir yarış beklemekte haksızlıktır.
Ülkemizde hala yolu olmayan köyler, sobası tütmeyen, öğretmen, idari personel, araç-gereç eksiği had safhada olan okullar gerçeği vardır. Halbuki orda ne köyler, ne okullar, ne başarılı çocuklar var; maddi imkansızlıklar yüzünden eğitim hayatını yarıda bırakan bu çocukların topluma faydalı bireyler olarak yetişmesi mümkündür. Bu önemli konu suça karışma istatistiklerini de pozitif yönde etkileyecektir.
Kişi kendini bir yere kadar eğitebilir. Gerek aile, gerek içinde bulunduğu toplum, en önemlisi de kaliteli eğitim kurumları sayesinde kendine ve topluma faydalı bireyler yaratılır.
Değerli okurlarım!
Biliyoruz ki bir ülkenin muhasır medeniyetler seviyesine ulaşması, eğitimli bireylerinin ürettiği pozitif katma değerlerin toplamı ile ölçülür.









1 Yorum
Örnek Yazar 1
24.08.2020 15:08:50
Test