Yine Ortadoğu, yine kan, yine gözyaşı…
Yine Ortadoğu, yine kan, yine gözyaşı…
Dünyada ezilen ve sömürülen halklar Ortadoğu’nun güçsüz ve zayıf insanları…
Ortadoğu yüzyıllardır makus talihini bir türlü yenemiyor.
Yine Ortadoğu, yine kan, yine gözyaşı…
İnsan yaşamını hiçe sayan, masumları hedef alan, onlarca, yüzlerce, binlerce çocuğun hayatının son bulduğu coğrafya ‘’Ortadoğu’’
Yüzyıllardır; hep kan, hep gözyaşı ve hep ölümler bu coğrafyanın değişmeyen tek kaderi oldu…
Güçlünün yanında olup da güçsüz insanların ölümüne sessiz kalmak bir insanlık ayıbı değil de nedir!
‘’Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz.’’
Savaş önce kadınları ve çocukları vuruyor. Savaşın kazananı sadece silah tüccarları ve savaş sayesinde koltuğu sağlam alan politikacılardır.
Zulmün kimden geldiğine ve kime yapıldığına göre esneyebiliyorsa insanlığımızı sorgulamak için çok geç kalmışızdır.
Savaşta taraf tutulmaz ‘’Ama’’ diye cümleye başlanmaz. Savaşlar takım tutar gibi taraftar olanlar yüzünden bitmiyor ve kan davasına dönüşüp bitip bitip tekrar başlıyor. Çünkü tüccar paraya, savaş cellatları da kana doymuyor.
Evrensel insan haklarının 5. ve 6.maddesi der ki; Hiç kimseye işkence ya da zalimce, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele ya da ceza uygulanamaz.
Hiç kimseye işkence ya da zalimce, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele ya da ceza uygulanamaz.
Hz Ali'nin çok güzel bir sözü vardır; Bir zulmü engelleyemiyorsanız en azından onu herkese duyurun diye...
Yaşanılan savaş şunu o kadar net gösteriyor ki; İnsan hakları ihlal ediliyor! Dünya’nın her yerinde ve gözlerimizin önünde.
Unutmayın; Sermayenin iktidar arayışında hep savaş vardır ve şu kural asla ve asla değişmez; ‘’Savaşı zenginler çıkarır, yoksullar ölür ve sadece ölmekle de kalmaz, savaşın ekonomik ve ekolojik bedelini de öderler.
Değerli hocam Zülfü Livaneli’nin Huzursuzluk kitabını okuyanlar bilirler.
Huzursuzluk romanında Ortadoğu'nun lanetini özetleyen kelime olan ‘’Harese’’
''Harese'' nedir bilir misin oğlum? Arapça eski bir kelimedir. Bildiğin o hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türemiştir.
Harese şudur evladım; develere çöl gemileri derler bilirsin, bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden, aç susuz çölde yürür de yürür; o kadar dayanıklıdır yani, ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır. gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar. Keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar tuzlu kan dikenle karışınca bu tat devenin daha çok hoşuna gider böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve. Bunun adı ‘’Haresedir.’’
Demin de söyledim, hırs, ihtiras, haris gibi kelimeler buradan gelir. Bütün Ortadoğu’nun âdeti budur oğlum, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz.
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk neden; ‘’Yurtta Sulh, Cihanda Sulh’’ demişti şimdi anladınız mı?
Çünkü haklı savaş yoktur. Savaşın kaybedeni yine mazlumlardır.









0 Yorum